T tübülüs sistemi yoktur. Kaveola denen sarkolemmanın yaptığı invaginasyonlar bulunur.
DÜZ KASTA KONTRAKSİYON
Düz kasta sarkoplazmik retikulum az gelişmiştir. Bunun nedeni düz kaslara kalsiyumun, voltaj bağımlı veya ligand bağımlı kalsiyum kanalından geçerek ekstrasellüer ortamdan alınmasıdır.
Düz kasta Troponin olmadığı için, hücre içine Ca++ girince kalmoduline bağlanır. Oda inaktif durumdaki myozin hafif zicir kinazı aktive eder. Myozin fosforillenir. Myozinin fosforilasyonu ile ATP bağlanmayı kolaylaştırır. Düz kasta bulunan myozin hafif zinzir fosfataz, myozini defosforile eder. Ancak defosforilasyon gevşeme için yerli olmaz. Bunun nedeni latch fenomenidir. (mandal yapısı-kilitlenmiş köprü). Düz kas içinde kalsiyum azalsa bile aktin-myozin köprüleri kalmaya devam eder. Bu olay ATP tasarrufu sağlar. Düz kaslarda mitokondri sayısı azdır. Metabolik ihtiyaçlarını glikolizle karşılarlar. Düz kaslar kendileri aksiyon potansiyeli geliştirebilirler. Düz kaslarda plastisite özelliği vardır. Lümenli organlardaki düz kaslar, lümen içindeki volüm arttığında buna adaptasyon için gevşeyebilir. Buna plastisite denir. Mesaneye idrar dolması, midenin gıdalar ile dolması plastisiteye en iyi örnektir.
DÜZ KAS
1-Visseral (Uniter) Düz kas
2-Multiunit Düz Kas
VİSSERAL DÜZ KAS
En sık görülen düz kas tipini oluşturmaktadır. Uterus, gastrointestinal, üriner sistemdeki düz kaslar visseral tiptedir. Sinsityal bir yapı içerir. İki düz kas hücresini birbirine bağlayan ve aksiyon potansiyelinin hücreden hücreye geçişine sağlayan gap junction (neksus) yapıları bulunur.
Spontan pace aker aktiviteleri vardır. Sinirsel inervasyondan bağımsız olarak çalışabilirler.
MULTİUNİT DÜZ KAS
İris, M. ciliaris, vas deferens, bronkus, damar düz kasları multiunit düz kasa örneklerdir.
Sinsityal yapı göstermezler. Hücreler arası gap junction bağlantısı yoktur.
Pacemaker aktiviteleri yoktur. Bu nedenle multiunit düz kasa giden sinir kesilirse kontraksiyon gerçekleşemez. Kontraksiyon denetimi nöronaldir.
KALP KASI
Kas hücreleri arası özel bağlantılar vardır (Discus interkalaris) ve bunlar uyarının bir hücreden bir hücreye geçmesini sağlar. Diskuslar Gap Junction içerirler.
İskelet kaslarında T tübülleri A-I bandı birleşim yerinde iken kalp kasında Z çizgisi seviyesindedir. İskelet kaslarında bulunan triad kalp kasında bulunmaz. Kalp kasında diad bulunur. (T tübül ve tek adet sarkoplazmik retikulum). İskelet kasında kalsiyumun sarkoplazmik retikuluma girip, çıkışını denetleyen protein ryanodindir.
Myokardda aynı işi yapan protein ise fosfolambandır. Fosfolamban fosforile olduğunda aktive olan proteindir. Fosfolamban, ryanodine göre çok hızlı çalışmaktadır. Bu nedenle kalsiyum sarkoplazmik retikuluma hızlı girip çıkabildiği için, sistol ve diyastol çok hızlı bir döngüyle gerçekleşebilmektedir.
Aksiyon potansiyeli süresi miyokardda 300-400 msn sürmektedir. Bu nedenle miyokard hücresinin refrakter periyodu çok uzundur. Bu da kalbin tekrar tekrar uyarılmasına engel olur. Faz 0: Voltaj bağımlı sodyum kanalları ile depolarizasyon Faz 1: Voltaj bağımlı potasyum açılması ile repolarizasyon başlangıcı Faz 2: L tipi voltaj bağımlı kalsiyum le plato faz oluşumu FAZ 3: Kalsiyum Kanalları kapanması, potasyum çıkışı devamı ile repolarizasyon
İSKELET KASI VE REFLEKSLER
REFLEKSLER
Refleksler monosinaptik ve polisinaptik olmak üzere ayrılabilir.
MONOSİNAPTİK REFLEKS (STRECH REFLEKS) = GERİLME REFLEKSİ
Bir kasın boyu uzatılıp gerilirse, kontraksiyon yanıtı oluşmasına denir. Medulla spinalis üzerinden gerçekleşir. Nörotransmitteri glutamattır.
Kas İğciği
Kas boyundaki statik ve dinamik değişiklikleri algılarlar. Refleks almak için kasın tendonuna refleks çekici ile vurulduğunda kasın boyu uzar. Kas boyundaki uzama kas iğciği tarafından algılanır ve la lifleri ile medulla spinalise taşınır.
Ia lifleri alfa motor nöronlar ile sinaps yapmaktadır. Sonuçta alfa motor (2. motor) nöronu aktive ederek kas kontraksiyonu ile refleks alınmış olur. Derin tendon refleksi mono-sinaptiktir. Derin tendon refleksine gerilme refleksi adı verilir.
Golgi tendon organı
Kas gerimini algılarlar. Kas kontrakte olduğunda tendon gerimi artar. Golgi tendon organı bu gerimi algılar. Ib sinir lifi ile medulla spinalise götürür. Burada Ib sinir lifi glisinerjik ara nöron ile sinaps yapar. Bu glisinerjik lif ise 2. (alfa) motor nöronu inhibe eder. Böylece kas kontraksiyonu sonlandırılır. Golgi tendon organının görev yaptığı bu reflekse ters gerilme refleksi (disinaptik) adı verilir.
POLİSİNAPTİK REFLEKS (Geri çekme refleksi )
Deride ağrılı uyaranlara karşı oluşan multisinaptik reflekstir. Yanıt aynı tarafta fleksör kasların ekstanskasılması ve karşı tarafta eksantör kasların kasılması ile olmaktadır. Karşı taraf ekstansiyona çapraz akstansiyon adı verilir. Böylece organ zarar verici etkenlerden uzaklaşmış olmaktadır.
Gama-motor nöron ve Kas iğciği
Kas iğciğini inerve eder. Kas iğciğinin sensitivitesini ayarlar. Böylece kas kontraksiyonu sırasında en uygun cevabı verir. Gama deşarjı artarsa kas iğciği boyu kısalır. Kas iğciğinin boyu kısalırsa daha hassas hale gelir. Böylece kas iğciği kasın boyundaki küçük bir miktar uzamayı bile algılar. Bu nedenle refleksler daha kolay alınır. Gama deşarjı üzerinde korteksten gelen sürekli inhibisyon vardır. Medulla spinalis kesilerinde bu inhibisyon ortadan kalkar. Bu nedenle kasa giden gama deşarjı artar. Böylelikle tendon refleksleri artmış olarak alınır.
DENERVASYON HİPERSENSİVİTESİ
İkinci motor nöron hasarlarında, kasa giden asetilkolin miktarı azalır. Bu nedenle azalan asetilkolini daha iyi bağlayabilmek için iskelet kasında bulunan nikotinik reseptör sayısı artar. Bu olaya up-regülasyon denir. Artan reseptörler dolşımda bulunan küçük miktardaki asetilkolini bile bağlayabilirler. Bu durumda kasta titremeler oluşur. Bu titremelere fasikülasyon adı verilir.