– Eski yanık skarları (Marjolin ülseri)
– Arsenik
– İyonize radyasyon (kronik radyodermit)
– Oral kavitede tütün kullanımı ve çiğnenmesi gibi kronik iritasyon (Iökoplaki zemini)
– HPV (örneğin Buschke-Lowenstein dev kondülomu)
Bazal hücreli karsinom
Yavaş büyüyen ve çok nadir metastaz oluşturan deri karsinomlarıdır. Uzun süre güneşe maruz kalan bölgelerde ve açık deri rengine sahip bireylerde daha sık izlenir. Yerleşim yeri genellikle baş boyunda; en sık ise nazolabial sulkus üzerindedir.
Makroskobik olarak tümörün üzerinde subepidermal kan damarlarının dilatasyonu ile oluşan telanjiektazi görünümü erken lezyonlar için tipiktir. İleri lezyonlar hemen daima ülseredir ve klinikte iyileşmeyen küçük (35mm) ülserler olarak izlenirler. Uzun yıllar ihmal edilen olgularda ülser derinleşerek kemiğe veya paranazal sinüzlere kadar ilerleyebilir; bu ileri olgularda saptanan ülserler “rodent ülser” olarak tanımlanmıştır. Bazal hücreli karsinomun biyolojik olarak malign olduğu ancak metastaz yapmadığı hatırlanmalı.
Tümöral hücreler normal bazal tabaka hücrelerine benzerler, iki farklı pattern oluşturabilirler:
a- Multifokal büyüme: Deride belli bir bölgede birden çok odaktan çıkar ve yüzeyel yayılırlar (multifokal süperfisyel tip). Yüzde sınırlı rezeksiyon yapılabildiği için Cerrahi sonrası sıklıkla nüks ederler. Sürekli nüks ve tekrarlayan cerrahi sonrası anlamlı kozmetik problemlere neden olurlar.
b- Nodüler lezyonlar: Tekodakta, tümöral bazal tabaka hücrelerinin adalar oluşturarak derine doğru ilerlemesi ile karakterizedir. Sıklıkla fibroblastlar ve lenfositlerce çevrelenir. Cerrahi çıkarım kür sağlar; nüks olasılığı düşüktür.
Bazal hücreli karsinomda tümör adalarının bazaloid hücrelerden oluşması ve tümöral hücre adaların çevresindeki hücrelerde palizadik dizilim tipiktir.
Bazal hücreli karsinom deri tümörleri içinde güneş ışığına en yüksek oranda bağımlı olan tümördür. Güneş dışında predispozanı yoktur. Mukozaları döşiyen skvamöz epitellerden bazal hücreli karsinom çıkmaz, örneğin oral mukoza ve özofagustan bazal hücreli karsinom çıkmaz.
Bazal hücreli nevüs sendromu (Gorlin sendromu)
Nadir, otozomal dominant bir tablodur. Hayatın erken yaşlarında çok sayıda bazal hücreli karsinomla karakterizedir.
Beraberinde kemik, sinir sistemi (özellikle medülloblastom ile birlikteliği bilinmektedir), göz ve genital sistem anomalileri içerir. Bir tümör süpresör gen olan, 9q22.3 yerleşimli PATCHED (PTCH) de mutasyonla birlikte izlenir. Sporadik bazal hücreli karsinomlarda ultraviole radyasyon (güneş ışığı) nedeni ile PTCH ve p53 mutasyonları yüksek oranda izlenir.
Merkel Hücreli Karsinom
Epidermiste nöral krest kökenli merkel hücrelerinden köken alan nadir epidermal orjinli neoplazmlardır. Küçük, yuvarlak hücrelerden oluşan, habis karakterde ve nörosekretuar granüller içeren agresif bir tümördür. Merkel hücreli karsinomun seyri, küçük hücreli akciğer karsinomuna benzerdir.
Mukozis fungoides
Derinin T hücreli (CD4+ T hücrelerinin) lenfomasıdır. Serebriform nüveli tümöral hücrelerin epidermise ilerIemesiyle (epidermotropizm) ve epidermis içinde karakteristik “Pautrier mikroabselerini” oluşturmalarıyla karakterizedir.
Bu çok kıvrıntılı serebriform hücrelere Sezary-lutzner hücresi adı verilir. Buhücreler kana geçerlerse hastalık lösemi formuna geçer ve kanda saptanana serebriform hücrelere Sezary hücresi adı verilir. Sezarysendromu ise tümörün geniş vücut bölgelerinde diffüz eritem ve pullanmaya (eritroderma) neden olmasını tanımlar.
Hastalar sıklıkla 40 yaşın üstündedir. Erkeklerde daha sıktır. Egzema görünümünde başlar, yavaş ilerler ve yıllar içinde multipl büyük nodüller oluşturur, ardından ileri olgularda sistemik yayılım yapar.
Lezyonlar deride düzensiz eritemli ve pullanmalar gösterir, lezyonlar arasındaki epidermis atrofik, hipo ve hiper pigmentasyon alanları içerir. Bu tabloya “poikiloderma” adı verilir.
Erken lezyonlarda topikal steroid ve UV ışın, (PUVA) ileri olgularda agresif kemoterapi tedavide kullanılır. Sürvi 7-10 yıla kadar ulaşabilir.
Deride izlenebilen diğer tümörler;
a- Selim fibröz histiyositom (dermatofibrom)