Göz melanomları iki farklı hücre tipi içerirler; spindle (iğsi) hücreler ve epiteloid hücreler. Eğer lezyon tamamen veya baskın olarak spindle hücrelerden oluşursa, düşük agresif seyir ve daha az metastaz olasılığı söz konusudur.
16. TÜMÖRLER
Seboreik keratoz
Sıklıkla orta ve ileri yaşta, sık saptanan selim tümörlerdir.
Özellikle ekstremite ve daha az oranda gövdede görülürler. Birkaç milimetreden, santimetreye değişebilen yuvarlak, yassı plaklardır. Sıklıkla koyu kahverenkte ve granüler görünümdedir. Rengi nedeni ile melanomlarla karışırlar.
Keratin dolu kistler, hiperkeratoz ve bazal hücrelerde artışla karakterize mikroskopik görünümleri vardır.
Eksizyon kür sağlar. Yassı epitel hücreli karsinoma progresyon az da olsa mümkündür. Eğer yüzde, çok sayıda ve koyu renkte ise “dermatosis papulosa nigra” adı verilir.
Eğer kısa bir süre içinde yüzlercesi birden gelişirse, paraneoplastik sendrom tipinde bir reaksiyonu düşündürür (Leser-Trelat bulgusu). Tümör hücreleri tarafından üretilen TGF-a’nın bu lezyonun gelişiminde temel rol aldığı bilinmektedir.
Akantozis nigrikans
Tipik olarak derinin katlanma bölgelerinde (aksilla, kasık, boyun gibi) deride kalınlaşma ve hiperpigmentasyon ile karakterizedir.
Olguların %80’inde benign tip izlenir, otozomal dominanttır. Bu hastalarda tablo sıklıkla çocukluk çağı veya pubertede başlar; genellikle obezite ve endokrin hastalıklarla bir aradadır (özellikle diabetes mellitus ve pituiter veya pineal tümörler).
Habis tipi orta-ileri yaşlarda, adenokarsinomlar (özellikle ağır sindirim sistemi adenokarsinomları -en sık mide karsinomları ile-) ile beraber bulunur. Tümörler tarafından üretilen epidermal büyüme faktörleri ile ilişkilidir.
Epidermal kist
Sık rastlanan deri lezyonlarıdır. Kıl folikülü epiteli ya da epidermis karakterindeki çok katlı yassı epitelin envajinasyonu ve keratin, lipid ve hücre artıkları ile dolu kistik formasyonunu tanımlar.
Kıl folikülü yönünde epitel taşır ise pilar veya trichilemmal kist; epidermis yönünde epitel taşır ise epidermal inklüzyon kisti olarak adlandırılır.
Eğer kist duvarında deri ekleri saptanır ise dermoid kist olarak adlandırılır.
Sebaseöz gland duktusu benzeri bir cidar taşır ise steatokistoma multipleks olarak adlandırılır.
Keratoakantom
Hızlı büyümesi, histolojik ve klinik olarak iyi diferansiye skuamöz hücreli karsinom ile sıklıkla karışması ile karakterize bir lezyondur. Zaman içinde Spontan gerileyen ve yok olan lezyonlardır.
Sıklıkla erkeklerde, 50 yaş üzerinde, açık renk derililerde ve güneş gören bölgelerde (en sık yanak, burun, kulak ve el sırtında) izlenir.
Klinikte keratin ile dolu, krater görünümünde veya dışarıdan bakıldığında kubbe şeklinde izlenen nodüllerdir.
Histolojik görünümlerinde belirgin sitolojik atipi ve karakteristik olarak eozinofilik sitoplazmalı “glassy” (buzcu cam) tipinde görünüm izlenir.
Aktinik keratoz (solar keratoz)
Sıklıkla 1 cm.den küçük, kahverengi-kırmızı renkte, yüzeyi pürtüklü (zımpara kağıdına benzer), kötü sınırlı deri lezyonlarıdır (mukozalardaki eritroplazinin karşılığıdır). Sıklıkla güneş gören yerlerde (yüz, kollar, el sırtı gibi) izlenir.
Histolojik olarak erken lezyonlarda bazal epidermis tabakasında sitolojik atipi izlenir ve beraberinde bazal tabakada bir hiperplazi ile ya da epidermiste difüz incelme ile beraberdir. Sıklıkla stratum korneum kalın ve bu tabakadaki keratinositlerde nükleusların hala bulunduğu izlenir ve bu parakeratoz olarak adlandırılır.
Eğer yeterli zaman tanınrsa tüm aktinik keratozlar deri kanserlerine (skuamöz hücreli karsinoma) dönüşüm gösterirler. Bu nedenle saptandıklarında cerrahi olarak çıkarılmak zorundadırlar.
Aktinik keratoz → Boven hastalığı (derinin insitu skuamoz hücreli karsinomu) → Skuamoz hücreli karsinom zaman içinde izlenen klasik seyirdir.
● Lökoplaki non- keratinize çok katlı skuamöz epitelde hafif-orta derecede displaziye karşılık gelir.
● Eritroplazi ise non-keratinize çok katlı yassı epitelininsite karsinomunu tanımlar.