Bunlar kolvezikal fistüllerin en sık nedenidir. Olgunların çoğunda, divertiküller hastalık asemptomatiktir. Sadece %20’sinde kramp tarzı ağrı, sol alt kadranda rahatsızlık, kanama ve rektumda sürekli dolgunluk hissi bulunur. Sol alt kadranda hassasiyet ve ateş enfeksiyonların tabloya eklendiğini düşündürür. Akut divertikülit saptanan olgularda antibiyotik, kronik komplike olgularda hemikolektomi önerilen tedavidir.
Divertiküler hastalık habaset için predispozan değildir.
İnce ve kalın barsak tümörleri
Sindirim sisteminin tüm habasetlerinin %70’i kolorektal kaynaklıdır ve bunlarında çoğunluğu adenomatöz poliplerden gelişir.
İnce barsak ve kolunun tümörleri;
Selim (prekanseröz olmayan) epitelyumiyal tümörler
– Hiperplastik polip
– Hamartomatöz polip
– Juvenil polip
– peutz-Jeghers polibi
– İnflamatuar polip
– Lenfoid polip
Perekanseröz (neoplastik) epitelyumiyat tümörler
– Selim, adenom
Habis
– Adenokarsinom
– Karsinoid tümör
– Anal kanal karsinomları
Mezankimal tümörler;
– Gastrointestinal stromal tümör (benigh’den maligne kadar değişir)
Diğer selim tümörler;
– Lipom
– Nörom
– Anjiom
– Kaposi sarkomu
– Lenfoma
Kolon Polipler
Barsakta lümene doğru uzanan, tümöral kitlelerdir, sıklıkla pendiküllüdürler (saplı). Sapları yoksa “seslı” polipler olarak adlandırılırlar.
Non-neoplastik polipler
Kalın barsaktaki tüm epitelyumiyal poliplerin %90 ını oluşturur ve 60 yaş üzeri kişilerin yarıdan fazlasında bulunurlar.
a- Hiperplastik polipler: En sık izlenen kalın barsak polipi, hiperplastik polipelerdir. Küçük (sıklıkla 5mm nin altında), mukozal kabarıklıklardır. Kolonda herhangi bir yerde bulunabilirlerse de en sıkrektosigmoid bölgede (en sık rektum) yerleşir ve sıklıkla kronik iltihap zemininde multipl olarak çıkarlar.
Hiperplastik polip genel kavramlar olarak benign, prenoplastik olmayan bir lezyondur.Küçük hiperplastik polipler habis potansiyel taşımazlarken, büyük hiperlastik poliplerde adenom değişim (o zaman mikst adenomatöz-hiperplastik polip olarak adlandırılırlar ve sıklıkla 1cm’den büyük olurlar) habersete dönüşüm gürülebilir.
b- Jüveli polipler: Esasen hamartomdurlar. Lamina propriada ödemli enflame stroma içinde dilate bezler içerirler.
Daha çok yaşamının ilk beş yılında oluşurlar, fakat her yaşta görülebilirler. İleri yaşlarda görüldüklerinde “retansiyon polipi” olarak adlandırılırlar.
Sıklıkla rektumda ve tektir. Habis potansiyeli taşımazlar (juvenil polipozis olguları habaset potansiyeli taşır). Kanama ve bazı olgularda polipte ağrılı enfarktüsler izlenebilir.
c- Peutz-Jeghers polipleri: Sık olmayan, multipl, hamartomatöz intestinal poliplerdir.
Otozomal dominant geçişli olduklarında, melanotik mukozal ve kutanöz pigmentasyon ile beraber bulunurlarsa Peutz- Jeghers sendromu adını alırlar; oral mukozada pigmentasyon artışı nedenidir.
İnce barsakta çok sayıda, daha az oranda kolnda polip bulunur. Poliplerde sekonder etkiler ile habis değişim gürülebilir. Akciğer, meme, uterus ve pankreas karsinomu gelişme olasılğı artmıştır.
Heraditer sendromlarda bilinen genetik bozukluklar | ||
Sendrom | Patolojik gen | Sindirim kanalında sptanan patoloji |
Familial aenomatöz pliposis (FAP) | APC | Multiple aenomatöz poliposis |
Peutz-Jeghers sndromu | STK11 | Hamartomatöz plipler |
Juvenile poliposis sendromu | SMADABMPRIA | Juvenile polipler |
Herediter non-pliposis kolon kanser sendromu (Lync) | Mismatch DNA orım genlerinde defekt | Sağ tarafta polip gelişmeksizin kolon kanseri |
Tübero skleroz | TSC1TSC2 | EnflamatuarPolipler |
Cowden Sendromu | PTEN | Hamatomatöz polipler |
Neoplastik epiteliyal lezyonlar
Adenomlar
Prekanseröz karakterde, neoplastik lezyonlardır, küçük olanlar pedinküllü, büyük olanlar ise sıklıkla sesildir. Günümüzde kalın barsak adenokarsinomlarının gelişiminde bilinen en önemli predispozan lezyonlardır.
Adenomiarda kimi zaman ailevi predispozisyon söz konusudur ve genetik temeli olan bu olgularda karsinom gelişme yaşı düşüktür ve gelişme riski anlamlı ölçüde yüksektir.
Sporadik kalın barsak adenomlarının sıklıkları ise yaş ile artar.
Tüm adenomatöz poliplerde zamanla epiteliyal proliferasyon ve displaziyi takiben insitu karsinom ve invazif karsinoma değişim beklenir. Bu nedenle saptandıklarında sapları ile birlikte totalolarak çıkarılmalıdırlar.