Eski trombüsler fibrinden zengindirier, zamanla endotel hücreleri, düz kas hücreleri ve fibroblastların bu dokuya girişi ile tıkanıklık alanındaki iki uç arasında kollateraller açılır (rekanalizasyon). Az miktarda kan iskemik ya da enfarkte bölgeye geçebilir.
Bazen trombüs içinde tutulan kan elemanlarında bulunan enzimler ortama çıkarak trombüsü eritebilir, bu özellikle anevrizmalarda ve kalp boşluklarında izlenir.
Bir anevrizma bakteriler tarafından enfekte ise mikotik anevrizma olarak adlandırılır.
Bakteriler trombüslere ulaşabilirlerse ideal bir kültür ortamı bulurlar, üreyerek damar duvarını zayıflatırlar ve mikotik anevrizmaların gelişimine neden olurlar. Mikotik anevrizma gelişimi için bilinen en önemli predispozan hastalık enfektif endokardittir.
Ateroskleroz nedenli gelişen en sık santral anevrizmalar olan abdominal aort anevrizmaları, oluştuktan sonra bakteriler ile enfekte olurlarsa mikotik anevrizma olarak adlandırılır. Abdominal aort anevrizmasını en sık enfekte eden bakteriler salmonellalardır.
Trombüsün sonuçları
● Trombüs büyüyebilir (trombüsler kalbe doğru büyür) . Embolize olabilir (tromboemboli gelişimi).
- Çözünebilir (trombolizis)
- Organizasyon (fibrozis gelişimi) ve rekanalizasyona gidebilir.
Klinik korelasyon: Klinik açıdan venöz trombüslerin emboli yapma, arteriyel trombüslerin ise tıkayıcı özellikleri ön planda önemlidir.
Staz sonrası diz üstü derin venlerinde, trombüs gelişimine sekonder izlenen pulmoner emboli özellikle osteoporotik yaşlı hastalarda kırık sonrası kemik iyileşmesi için gerek duyulan uzun yatak istrahati esnasında en sık ölüm nedenidir. Hastaların en az %50′ sinde diz üstü derin venlerindeki trombüsler, emboli oluşturmadan semptom vermezler (kollateraller nedeni ile). Kalp yetersizliği de venöz trombüs oluşumu için önemli bir predispozandır.
Bunlar dışında travma, cerrahi, dokulardan prokoagülan salınımı, t-PA aktivitesinin düşmesi neden olabilir. Özellikle postpartum pe riyotta ve gebelikte bu yönde risk artar.
Yüzeyel venöz trombüsler özellikle alt bacakta (safen sistemde, bacak varisleri), klinikte lokal konjesyon, ağrı, hassasiyet ve ödeme neden olurlar takibende deriyi enfeksiyonlara duyarlı hale getirirler. Yara iyileşmesini geciktirirler, ve venöz ülserlere neden olurlar. Genellikle emboliye neden olmazlar.
Tümör hücreleri tarafından üretilip, dolaşan kana sürekli geçen maddelerin (prokoagülanlar; en önemlisi müsin’ dir) uyarısı ile gelişen migratuar karakterdeki (sürekli yer değiştiren) trombüslerin oluşması Trousseau sendromu olarak adlandırılır. Bu tabloyu oluşturan tümörler tipik olarak adenokarsinom yapısındadır ve trombüs gelişimini uyaran temel faktör tümör hücreleri tarafından üretilen müsinin yavaş yavaş kana girmesidir (bu tablonun DiK gelişimine neden olabileceğini hatırlayalım).
Trousseau sendromunun en sık nedeni pankreas adenokarsinomlarıdır. Akciğer karsinomları içinde de müsin üretebilen, dolayısıyla Trousseau sendromu gelişimine neden olan karsinomlar ise adenokarsinomlardır.
Arteriyel trombüsler
Kardiyak ve arteriyel tromboz olarak izlenirler ve miyokard enfarktüsü, romatizmal kalp hastalığı, ateroskleroz zemininde gelişirler. Miyokard arterlerinde gelişen aterosklerotik plakların rüptürü sonrası gelişen arteriyel trombüslerin arter lümenini totalolarak tıkaması sonrası miyokard enfarktüsü gelişmesi, trombüsün en önemli klinik sonucudur.
Karotis interna yada karotisin bifürkasyon noktasında yerleşen aterom plaklarının rüptürü sonrası oluşan trombüslerin yerlerinden koparak emboli yapmaları durumunda sıklıkla orta serebral arteri tıkarlar ve beyinde likefaksiyon nekrozuna neden olurlar (bu senaryo insan beyninde infarktüs gelişiminin en sık nedenidir).
Yaygın damar içi pıhtılaşma (DİK)
Bütün vücutta mikrosirkülasyonda yaygın fibrin trombüslerinin oluşmasıdır. Pıhtı oluşumu (uzun sürede yavaşyavaş gelişen tablolarda, örnek ölü fetüs retansiyonu ve kanserlerde) ve kanamaya meyil (kısa sürede, hızla gelişen tablolarda, örnek amniyon sıvı embolisi, endotoksik şok) bir arada bulunur. Unutulmaması gereken DİK’in en sık nedeninin gram negatif sepsis olduğudur.
Emboli
Kan yolu ile uzak bölgelere taşınan damar içi solit, sıvı ya da gaz kitleleridir. Embolilerin %99’u tromboemboli yapısındadır. Nadiren nitrojen, aterosklerotik debris (kolesterol embolisi), tümör fragmanları, kemik iliği parçaları, kurşun gibi yabancı cisimler. Emboli nedeni olabilir Embolinin potansiyel sonucu enfarkttır (yani koagülasyon yada beyinde likefaksiyon nekrozu).